İçeriğe geç

Hû nasıl çekilir ?

Öğrenmenin Sessiz Gücü: Hû Nasıl Çekilir?

Bir eğitimci olarak her defasında şunu fark ederim: Öğrenmek, yalnızca bilgi edinmek değil, dönüşmektir. İnsan, öğrendikçe kendi iç dünyasının katmanlarını keşfeder. “Hû nasıl çekilir?” sorusu, bu dönüşümün sembollerinden biridir. Zira “Hû”, yalnızca bir ses değil; öğrenmenin, disiplinin ve içsel farkındalığın ortak paydasıdır.

Bu yazıda “Hû çekmek” eylemini bir dini ritüelden öte, bir öğrenme süreci olarak ele alacağız. Çünkü öğrenmek —tıpkı nefes almak gibi— bir beceridir. Ve tıpkı her beceri gibi, pedagojik olarak öğretilebilir, geliştirilebilir ve içselleştirilebilir bir süreçtir.

Pedagojik Bir Başlangıç: Öğrenmenin Dönüştürücü Doğası

Öğrenme teorilerinden biliyoruz ki, kalıcı öğrenme yalnızca dışsal bilgiyle değil, içsel farkındalıkla mümkündür. Davranışçı yaklaşım bize tekrarın gücünü öğretirken, bilişsel yaklaşım anlam kurmanın önemini vurgular. İnsancıl eğitim anlayışı ise duygusal bağ kurmadan gerçek öğrenmenin gerçekleşemeyeceğini söyler.

“Hû çekmek”, bu üç yaklaşımın birleştiği eşsiz bir öğrenme pratiğidir. Çünkü hem davranışsal (tekrar gerektirir), hem bilişsel (anlam yüklenir), hem de duygusal (kalpten katılım ister) bir etkinliktir.

Öğrenci, bu süreçte sadece ses çıkarmayı değil; sesi içselleştirmeyi, anlamı hissetmeyi ve ritmi kendi varlığıyla bütünleştirmeyi öğrenir. Bu yönüyle Hû, öğrenmenin en kadim biçimlerinden biridir.

Hû Nasıl Çekilir? Pedagojik Aşamalar

Eğitimde öğrenme basamakları vardır: farkına varma, uygulama, içselleştirme. Hû çekmek de bu üç pedagojik aşamayı barındırır.

1. Farkına varma: Öğrenci önce Hû’nun anlamını öğrenir. Arapça kökenli bu kelime, “O” anlamına gelir — yani Yaratıcı’nın varlığına işaret eder. Bu bilinç, öğrenmenin bilişsel temelidir.

2. Uygulama: Hû, derin bir nefesle başlanıp “H” sesiyle göğüsten çıkar, “Û” sesiyle havada yankılanır. Bu, bedenin ve zihnin uyumudur. Eğitimsel olarak, bu aşama bedensel farkındalıkla öğrenmenin bütünleştiği noktadır.

3. İçselleştirme: Öğrenci artık sadece sesi değil, anlamı duyar. Hû, bir “bilgi” olmaktan çıkar, bir “bilinç” haline gelir. Tıpkı bir öğrencinin konuyu ezberlemesi değil, gerçekten anlaması gibi.

Bu süreçte öğretmen bir rehberdir; bilgi aktaran değil, deneyim yaşatan kişidir. Eğitimde bu role “kolaylaştırıcı” denir. Hû’nun öğretimi de bu anlayışla yapılmalıdır.

Öğrenme Teorileriyle Hû Deneyimi

Davranışçı Yaklaşım:

Tekrar, öğrenmenin temel taşlarındandır. Hû çekmekteki tekrar, bilinçaltını şekillendirir. Tıpkı bir öğrencinin her gün aynı konuyu tekrar ederek öğrenmesi gibi, kişi Hû’yu tekrar ettikçe içsel disiplin kazanır.

Bilişsel Yaklaşım:

Hû’nun anlamı, öğrenme sürecini derinleştirir. Öğrenci, sesin anlamını kavradığında artık yalnızca fiziksel bir eylem yapmamaktadır; zihinsel bir sembolle etkileşime girmektedir.

İnsancıl Yaklaşım:

Bu yaklaşımda duygular öğrenmenin merkezindedir. Hû, duygusal katılım olmadan öğrenilemez. Kişi Hû çekerken kendi içsel dünyasına yönelir; bu, öz farkındalık kazandırır.

Pedagojik açıdan Hû çekmek, insanın kendi varlığını keşfetme sürecidir — bir tür “öz öğrenme”dir.

Toplumsal Öğrenme: Hû’nun Paylaşılmış Bilgeliği

Albert Bandura’nın sosyal öğrenme teorisine göre, insanlar yalnızca bireysel deneyimle değil, başkalarını gözlemleyerek de öğrenir.

Hû’nun toplu olarak çekilmesi, bu sosyal öğrenme sürecinin bir yansımasıdır. İnsanlar aynı sesi, aynı niyetle, aynı ritimle tekrar ettiklerinde “kolektif bir bilinç” oluşur.

Bu pedagojik açıdan çok değerlidir: bireysel öğrenme toplumsal paylaşımla güçlenir. Tıpkı bir sınıfta grup çalışması yapmanın öğrenmeyi pekiştirmesi gibi, Hû da kolektif bir öğrenme alanı yaratır.

Hû’nun Eğitimsel Etkisi: Sessizlikte Öğrenmek

Modern eğitim çoğu zaman “gürültülü”dür: testler, notlar, sınavlar… Oysa Hû çekmek, sessiz bir öğrenme biçimidir. Burada bilgi, kelimelerle değil, deneyimle aktarılır.

Hû pedagojisi diyebileceğimiz bu yaklaşım, öğrenciyi pasif bir dinleyiciden aktif bir katılımcıya dönüştürür. Öğrenme artık bir “ders” değil, bir “deneyim” halini alır.

Eğitimde bu anlayış, öğrenmeyi içselleştiren, farkındalık odaklı bir metodun temelini oluşturur.

Hû ve İçsel Öğrenme: Dönüşümün Pedagojisi

Hû çekmek, bireyi kendi benliğini öğrenmeye çağırır. Bu çağrı, pedagojik olarak “özyönetimli öğrenme” kavramına denk gelir. Öğrenci artık öğretmene değil, kendi iç sesine yönelir.

Hû, bir öğrencinin kendi öğrenme sorumluluğunu üstlenmesini simgeler. Kişi öğrenirken değişir, değiştikçe öğrenir. Bu döngü, hem bireysel gelişimi hem toplumsal bilinci besler.

Eğitimsel açıdan Hû, öğretme değil, fark ettirme eylemidir. Çünkü bazı şeyler anlatılarak değil, yaşanarak öğrenilir.

Sonuç: Hû Bir Ses Değil, Bir Öğrenme Biçimidir

Hû nasıl çekilir? sorusu, “bir sesi nasıl çıkarırız?” değil, “kendimizi nasıl dinleriz?” sorusuna dönüşmelidir. Hû, bir nefesle başlayan ama bir farkındalıkla biten öğrenme yolculuğudur.

Pedagojik olarak Hû, öğretmenin rehberliğiyle başlayan, öğrencinin içsel keşfiyle tamamlanan bir süreçtir. Bu süreçte bilgi aktarılmaz; anlam doğar.

Okuyucular, siz de düşünün: Öğrendiğiniz bir şeyi gerçekten ne zaman “hissettiniz”?

Bir bilgiyi ezberlemekle, onu içselleştirmek arasındaki farkı ne zaman yaşadınız?

Belki de sizin “Hû”nuz, tam da o anlarda yankılanmıştır.

8 Yorum

  1. Nesrin Nesrin

    Zikir, Allah’ı anmak üzere yapılması veya söylenmesi tavsiye edilen, hamd, dua, tesbih ve ibadet gibi söz ve fiillerdir . Zikir, Allah’ın varlığının, birliğinin ve sonsuz kudretinin delili olan pek çok konuyu düşünmek, tefekkür etmektir. Allah’ı zikretmek, inanan kalbin gıdası, derdinin şifası ve kurtuluş vesilesidir. Ya Allah Ya Hu genelde cuma günleri namazdan önce okunur. Okunma şekli 100 defa Ya Allah Ya Hu çekme şeklindedir.

    • admin admin

      Nesrin!

      Fikirleriniz yazının özünü ortaya çıkardı.

  2. Kerem Kerem

    Bundan dolayı talep mânası taşımayan ve Allah’ın zâtî ismi olan hû en faziletli zikir telakki edilmiştir . Hz. Ali’nin çok defa “yâ hû, yâ men hû, lâ ilâhe illâ hû” diye zikrettiği, kendisine bunun sebebi sorulduğunda “hû”nun ism-i a’zam olduğunu söylediği rivayet edilir. HÛ – TDV İslâm Ansiklopedisi TDV İslâm Ansiklopedisi … TDV İslâm Ansiklopedisi … Bundan dolayı talep mânası taşımayan ve Allah’ın zâtî ismi olan hû en faziletli zikir telakki edilmiştir . Hz.

    • admin admin

      Kerem! Görüşleriniz, yazıya yalnızca derinlik katmakla kalmadı, aynı zamanda daha okunabilir bir yapı kazandırdı.

  3. Açelya Açelya

    Hû esması çekmek, Hû sırrı değildir . Dervişler “Hû” diye selam verirler. Yani “Benim varlığım O’nun kendisi- Ben O’ndanım- Ben O’dan ayrı değilim” anlamındadır. Hû kelimesi; dönemin kâmil kişileri tarafından, insanın nefes alıp vermesini tefekkür ederek ortaya koymuştur. En faziletli zikir, ‘ Lâ ilâhe İllallah (Allah’tan başka ilah yoktur.) ‘ demek; en faziletli duâ ise, ‘Elhamdülillâh (her türlü övgü Allah’a mahsustur.) ‘ demektir.

    • admin admin

      Açelya!

      Yorumlarınız yazının yapısını sağlamlaştırdı.

  4. Zeliha Zeliha

    Ya Allah Ya Hu genelde cuma günleri namazdan önce okunur. Okunma şekli 100 defa Ya Allah Ya Hu çekme şeklindedir. Hayırlı olan dileğin gerçekleşmesi amacıyla bu dua okunur yani çekilir. aslında bu olay yogaya benzer, “hu” arapçada, o demektir ve allah kasdıyla söylenir. burada da amaç, aynı yogada olduğu gibi, benlikten kurtulmak ve allahta vücut bulmaktır .

    • admin admin

      Zeliha! Sevgili dostum, sunduğunuz öneriler yazının ana temasını vurguladı ve okuyucuya mesajın daha net aktarılmasına yardımcı oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
ilbet yeni girişbetexper.xyzsplash